Home » istanbul escort » O BENİM MELEĞİM – 13 –

O BENİM MELEĞİM – 13 –

O BENİM MELEĞİM – 13 -.

 istanbul Kağıthane escort bayan

 istanbul Kağıthane escort bayan

istanbul Kağıthane escort bayan

“Niye?”
“Bahadır Şaroğlu kim, haberin var mı?”
“Var.”
“Peki kim?”
“İzmirli bir tüccar ailenin üçüncü kuşak trilyoner patronu,
son 10-12 yılda işlerini neredeyse yüz kat büyüten bir muci-
ze tüccar.”
“Bu adamı suçlarken çok dikkatli olmak gerektiğini bili-
yorsun herhalde?”
“Elbette biliyorum.”
“O halde elinde delil var.”
“Elbette var.”
“Neymiş bu delil?”
“San Hasan’ın sağ kolu Otçu Avni’nin bilgisayarındaki bil-
gileri ele geçirdim.”
“Nasıl becerdin bunu?”
“Sen benim İznik’te sadece tatil yaptığımı sanıyordun ga-
liba.”
“Anlaşılan yanılmışım.”
“Kesinlikle yanıldın.”
“Biraz daha anlat bakalım bu işi ihtiyar.”
“Pekala dinle bakalım. Nezarethanede bulduğum Av-
ni’nin sayesinde tanıştığım Esra Kalkana sayesinde çözdüm
herşeyi. Esra, Avni’nin kuzeni. İki gündür birlikte Avni’nin İz-
nik’deki villasındaydık. Herşey oradaki bilgisayarda kayıtlıy-
dı. Bilgileri disketlere yükleyip geldim.””Bumdan haberde söz etmiyorsun değil mi?”
“Haıynı aileden iki ölü biraz fazla olur.”
“Han. Şimdi şu senin haberi pkuyalım bakalım.”
Faruilen, büyük bir dikkatle İsmal’in haberini okudu.
Herşey in aynntı ve belgeleriyle ortadaydı. Bahadır Şa-
roğlu ve, Hasan’ın tanışıklığı 15 yıl kadar önce başlamış-
tı. San Hn, üç yıl süreyle Şaroğlu’nun özel şöforlüğünü
yapmıştı, iaşılan çetenin temelleri bu dönemde atılmıştı.
Uç yılın sında özel şoförlükten aynlan San Hasan, aniden
İzmir’den anbul’a taşınmış ve nakliyatçılığa başlamıştı.
Hasan, bircede üç TIR sahibi oluvermişti. Kullanılmış bir
TIR’ın parnı aldığı kıdem tazminatı ve sattığı babadan kal-
ma evden jen parayla ödemişti. Diğer iki kamyonu vadeli
olarak aJmı# eski patronu Bahadır Şaroğlu borca kefil ol-
muştu. Buna sonra her iki adanın içleri de bûyûk bir hızla
büyümüştü. <n Hasan, bugün twn 40 TİR sahibiydi.
Dosyalarda bilgilere göre, bu büyümenin sim esrar ka-
çakçılığıydı. Aanistan, Pakistan ve Kuzey Irak’tan San Ha-
san’ın kamyonlına yüklenen esrar ve eroinler, öncelikle İz-
mir yakınlannda Bahadır Şaroğlu’nun çiftliğine getiriliyor-
du. Daha sonra milann hemen hemen tamamı Şaroğlu De-
nızcılik’in gemilenyj değişik limanlara gönderiliyordu. Malın
çok az bir kısmı da amyon filosuyla yakın ülkelere gönderi-
liyor ya da iç piyasaşı veriliyordu.
Bu acımasız ticantten sağlanan milyonlarca dolar net
kann yüzde 85’i Bahaar Şaroğlu’na, yüzde 15’i San Hasan’a
kalıyordu. Bilgisayar di*etlerindeki bilgiler arasında son beş
yılın para trafiği de bütin aynntılanyla yeralıyordu. Kimden
gelen paralann kime trarsfer edildiği, Bahadır Şaroğlu ve
San Hasan ın İsviçre bankalanndaki hesaplann dökümü, ha-
vale makbuzlan gibi akla gedebilecek her türlü bilgi Parin’in
eline geçmişti.
“Yine büyük iş becerdin ihtiyar, aferin.”
“Ben ne zaman küçük iş yaptım kJ?”
Fazla uzatma, ben senin cemaziyelevvelini bilirim, ta-
mam mı?””Sen benimkini bilirsin de ben seninkini bilmez miyim?”
“Tamam, sustum, uzatma. Bir an evvel toplantıya gireyim
de şu işi baskıya yetiştirelim. Yann da kızılca kıyamet kopsun.”
“Kopsun bakalım, bayılırım ben kıyamete.”
“Bilmez miyim?”
???
San Hasan’ın canı inanılmaz şekilde sıkılıyordu. Kıvırcık
Rasim, bu sefer işi becerememiş, şu gazeteci bozun-
tusu paçayı kurtarmıştı. Olacak şey değildi. İşi tertemiz
bir şekilde halletmek varken zora sokmuşlardı. O kadar zora
sokmuşlardı ki en sonunda gazetecinin peşine en azılı katil-
ler arasında sayılan Kasap Ramiz’i ve Bilal’i takmak zorunda
kalmışlardı. İki kişilik ekibin beyni Bilal, uygulayıcısı Ra-
miz’di. Ama bu iki orta zekalı yaratığı uzaktan yönetmek ko-
lay bir iş değildi. Başlannı belaya sokmamalan için dua et-
mekten başka çare yoktu.
Gecenin bir hayli ilerlemiş vakti olmasına rağmen Sarı
Hasan, hâlâ Yeniköy sırtlanndaki köşkünün bahçesinde do-
lanıyordu. Evin içinde sıkıntı basıyordu Hasan’ı. O kadar ki
esmer güzeli metresi bile içeri sokamamışt Hasan’ı. Oysa
Eda’nın en ufak kaş göz hareketiyle kendini yatakta bulurdu
Hasan. Bugünse canı hiçbir şey istemiyordu. Eda bile vız ge-
lip tıns gidiyordu. Aklı fikri İznik’teydi. Bir de bu iş temizlen-
meden büyük patronun aramasını hiç istemiyordu. Adama
verecek cevabı yoktu. Hasan bir sigara yakıp ayaklanna sü-
rünen kurt köpeğinin başını okşamaya başladı.

Bir yanıt yazın